Gazetede bir haber başlığı :

“ Bu merdivenler Trabzon’a göç ettirdi…”

Haberin içeriğinde kırık-dökük merdivenlerden  çıkmakta zorluk çeken iki yaşlı kişinin sırf bu nedenle Trabzon’a göç ettiği şeklinde bilgiler yer alıyor.

Anlaşılan o ki, zamana yenik düşmüş yorgun merdivenlerden söz ediliyor.

Belki yarım yüzyıl, belki de daha eski yıllarda inşa edilmiş eski merdivenler…

Kimbilir hangi rüzgarlarla aşındı, hangi yağmurlarla yıkandı, kimbilir kimleri basamak basamak gideceği yerlere ulaştırdı.

Kimbilir hangi anıları sinesinde sakladı.

Yorulmuş, kırılıp dökülmüş basamakları, eğriş büğrüş korkulukları ile artık insanları taşıyamıyor.

Belki bir “vefa” bekliyor…

Yenilenmeyi, geniş ferah basamakları, sapasağlam korkulukları, pırıl pırıl görüntüleri ile yeniden hayat bulup, insanları gidecekleri yerlere ulaştırmayı bekliyor.

***

Yukarıda birazcık değindiğimiz gibi bu haberden dramatik bir merdiven hikayesi çıkabilir ama, şehrimizin pek çok mahallesinde, özellikle ara sokaklarda böyle çok sayıda “yorgun merdiven” bulabilmek olasıdır.

Eski yıllarda, 40 yıl, 50 yıl, 60 yıl önce inşa edilmiş, onca zaman insanlara hizmet ettikten sonra ömrünü tamamlamış yorgun merdiven manzaraları…

***

Bilindiği gibi Zonguldak “ Merdivenler Şehri” olarak tanımlanıyor.

Arazi yapısı nedeniyle neredeyse adım başı merdiven…

Merdivenler bu şehrin süsüdür, güzelliğidir, vitrinidir.

Belediye Başkanı Dr. Selim Alan, seçim vaatleri arasında yer alan büyük projelerin gerçekleşmesi için uğraşıyor, bu yüzden Ankara’yı su yolu haline getirdi, bakanlıklardan çıkmıyor, yoğun mesai harcıyor.

Bir belediye başkanının  her an, her şeyden haberi olması mümkün değildir.

Şehrin uzak bir köşesinde bir yaşlı, ya da engelli bir vatandaşımız, artık kullanılamaz hale gelmiş bir merdivenden dertleniyorsa eğer, bunu tespit edip belediye başkanına iletecek görevliler vardır.

Yorgun merdivenlerle birlikte, yaşlı ve engelli vatandaşlarımız da onların görevini yapmasını bekliyor.