Cervantes'in ünlü eserinin baş karakteri Don Kişot'un öyküsünü bilmeyen yoktur herhalde…

Hani, şu , yeldeğirmenlerini "dev canavarlar" olarak algılayıp, onlarla savaşan komik şövalye…

Zonguldak'ın Don Kişot'ları yok mu sanki ?..

İlimizde fiziki, ekonomik ve sinai gelişme ve  yenilenme adına bir proje yapılmaya görsün, karşısında Don Kişot…

Sahile cami yapılacak, karşısında Don Kişot…

MMO binası, " Millet Kıraathanesi" olacak, karşısında Don Kişot…

Millet Bahçesi yapılacak, karşısında Don Kişot…

Makine endüstrisi kurulacak, karşısında Don Kişot…

Sahil projesi yapılacak, karşısında Don Kişot…

Filyos Projesi'nin karşısında Don Kişot…

Tünellere karşı Don Kişot…

*

Şehrin ortalık yerinde heyula gibi duran, süresini tamamlamış, kırılıp dökülmüş, astarı yüzünü geçmiş eski teknoloje bir lavuar yıkılacak, karşısında Don Kişot..

Taş üstüne taş konulacak, karşısında Don Kişot…

*

Zonguldaklı Don Kişot, bir kişi değil, ilimizde kendi tabularını yıkamayan, bu şehre kendi at gözlükleri ile bakan, her yeniliğe karşı olan kalıplaşmış bir yapıyı ifade ediyor.

Entelektüel olmayı kendi sınırları içine hapsetmiş "eski kafa "bir yapı…

Sözde endüstri mirası, sözdes endüstri kültürü adına Zonguldak'ı "endüstri çöplüğüne" çevirmek isteyen bu yapı, her yatırımı, her yenileşme çabasını Don Kişot'un yeldeğirmenleri misali, "canavar devler" olarak görüyor, her yeniliğe, her gelişmeye karşı pas tutmuş kılıcını çekip, savaşmaya çalışıyor.

*

Ne var ki, artık Orta Çağ'da yaşamıyoruz.

Yeryüzündeki bütün Don Kişot'lar gibi, " Zonguldaklı Don Kişot'un da bunu anlaması gerekiyor.

Hani, hikayeyi başkası yazmış, o da "rolünü" oynuyor ama, artık hayal dünyasında kurtulup, yeldeğirmenlerinin "canavar devler " değil, topluma faydalı, önemli ve ciddi hizmet eden kuruluşlar olduğunu anlaması lazım.

Komik şövalye Don Kişot…

Sancho Panza'nın alkışlarına inanma sakın !..

Erhan ÇAKMAK