Geçtiğimiz hafta sonu oynanan Trabzon spor- Fenerbahçe maçında yaşananlar tüm Dünya kamuoyunda hala konuşuluyor. Olayın provokatif bir organizasyon olduğunu savunan da var sıradan bir eylem olduğunu da! Ben o gece maçı seyreden biri olarak o konu hakkında en az 20 ayrı makale konusunu zihnimden geçirdim. Ancak tek bir konu var ki şu ana kadar hiçbir mecrada ne konuşuldu nede azda olsa bahsi geçti.
  Böyle gergin olması beklenen bir maç için neredeyse yeterli önlem almayan sayın yetkilileri günlük 300 lira verilen ve hiçbir kanuni yetkisi olmayan, bırakın silahı yanında plastik copu dahi olmayan özel güvenlik görevlileri kurtardı. Özel güvenlik görevlileri ülkemizde yetkisi çok az olan ve neredeyse hiçbir müdahaleye izni olmayan ama onlardan birer SÜPERMAN olmaları beklenen garip bir emekçi kesimidir. Üst arama yetkisi yok, saldırgana karşı müdahale yetkisi sınırlı, silahlı bir güvenlik dahi olsa silahı kullanma yetkisi neredeyse sıfır. Kimlik sorma hakkı dahi olmayan bir grup iyi niyetli ve cefakar insandan bahsediyoruz. O günkü maçta turuncu yeleklerle sahanın bir çok yerinde görev yapan bu özel güvenlikçiler maç bitimiyle başlayan olaylarda bana göre büyük cesaret göstererek sahaya giren saldırganlara karşı inanılmaz direnç gösterdiler. Elbette o sahada bulunan ve KIRMIZI yelek giyen SPOR polisinin sayılarının çok az olmasına rağmen hemen müdahale ettiğini de gördük. Fakat bana göre kesinlikle sayıları ancak bir amatör küme maçındaki emniyeti sağlamaya yetecek kadar olan o polis kardeşlerimin iyi niyetli olarak olayları engellemeye uğraşması, işini aldığı günlük yevmiyenin kat be kat üzerinde yapan özel güvenlikçiler olmasa çok zor olurdu. Hatta o sahada yaşanacak bir can kaybı yada ağır yaralanma hadisesi olması durumunda emniyet zan altında kalabilirdi. Ancak o günlük 300 lira( bu rakam bir miktar daha fazla da ödenmiş olabilir ama kesinlikle hayat kurtaracak bir para olmadığı kesindir) yevmiye alan ve bazıları ekranlara yansıyan o gençler o hengame arasında nasıl bir anda sahaya dolan saldırganların/holiganların etrafını sardı ve hemen müdahale ettiler hep birlikte izledik. Ben onların aldığı paraya o sahada değil ÖZEL GÜVENLİK olmak çay içmeye dahi gitmem. Ülkemizde yoksulluk, işsizlik hangi boyutlarda onu çok net ve üzülerek ve dahası HAYRETLE ve İBRETLE izledim.
Holiganın biri olası bir delici, kesici aletle saldırsa o çocukların kendini koruyacağı hiçbir şey yok ellerinde. Allaha sığınıp sahaya dalan o evlatlarımızın her birini tebrik ediyorum. Büyük bir KAOSU belki de farkında olmadan önlediler. Burada tabi ki polis kardeşlerimiz, kulüp özel korumaları ve sağ duyulu sporcuların da gayretleri atlanmamalı. Öte yandan sahaya girenlere karşı NEF-Sİ müdafaa hakkını kullanan misafir takım oyuncularına laf söylemenin, bir kulp takmanın aklen ve vicdanen bir karşılığı olduğunu düşünmüyorum. Bunu savunanlar herhalde kendilerine biri küfür ettiğinde yada saldırdığında onlara ÇİCEK verip üstüne özür dileyen naif insanlardır.
  Bu olay; birkaç ay önce yazdığım YUMRUK başlıklı yazımda işlediğim konu olduğu için beni şaşırtmadı ama provokasyonu kime yükleyecekler onu tam kestiremiyordum. Bekleyip görelim düşüncesindeydim. İster komplo teorisi diye düşünün ister bir hissiyat ama bu pirinç daha çok su kaldırır. Fenerbahçe bir alt lige gitmeyi göze alıyorsa, yarınlarda ülke futboluna doğuracağı olumsuzluk hiç düşünülmüş mü? Örneğin Şampiyonlar ligine katılım payı ve tur primleri, televizyon gelirleri, marketing payı,sponsor gelirleri, iddia ve bahislerden doğan büyük rant, şampiyon takıma yaklaşık 50 milyon EURO katkı sağlıyor. Bunu kaybedecek bir lig lideri “yolunmuş kaz” gibi olacağına şüphe duyuyor musunuz? UEFA ve FİFA tamam bu sezon sizi Avrupa kupalarına almıyoruz, bu ne rezillik, diyebilir mi? Yani Galatasaray o sezon Avrupa’da olmuş yada olmamış UEFA yı derin bir üzüntüye gark eder mi? Bana göre en çok KOPENGAH takımı üzülür! Yayıncı zaten sürekli indirim isteyip duruyor ve ödemeleri TL üzerinden yapalım diyor. Böyle bir durumda iptal edilecek abonelikleri bahane edip büyük ve kalıcı bir indirim ister mi? Bana göre hemen TFF ile görüşmelere başlarlar.Çok değil bundan 25 yıl önce böyle bir durum olsa, “ aman olan olsun “ diyebilirdi herkes ama şimdi iş yalnızca sportif bir yarış değil ki, işin içinde PR çalışanlarından, özel kanallara, yorumculardan sosyal medya üzerinden programcılara, alt liglerde ümitle geleceği hayal eden binlerce genç evladımıza, kulüp mağazalarında çalışan yüzlerce kişiye, alt yapı hocalarından, scoutlara ( yetenek avcısı spor adamları) özel güvenlikten, kulüp aşçısı ve elemanlarına kadar uzanan bir listenin de etkilenmesi söz konusu. Lütfen karı koca devlet işinde çalışıp evladını kolejde okutan birileri, yada İBANIN da eşek yüküyle DÜNYA VARLIĞI olanlar, bu konuda bir söz söylemesin. Onlar günlük 300 lira yevmiye için bıçakla sahaya giren bir holiganın üzerine gitmenin ne demek olduğunu anlayamazlar. Hiç kimse elindeki kristal kadehle yıllanmış üzüm şırası içerken, sahanın bir köşesinde gelen köfte ekmeği alel acele yiyip amirinden fırça yemeden görev alanına dönen o özel güvenlikçi çocukların ruh halini anlayamaz. Size bir soru soracağım “sizler evladınızı günlük 300 lira için öyle bir Cehenneme yollar mısınız ?” …