Herkes yaptığı siyasi tercihlere göre yaşayabilse ve “ çok şükür Almanya’dan iyiyiz “ diyen beyin özürlü tip ekmeği 20 liradan alsa ve o esnada ben 5 lira ödesem hiç sesim çıkmayacak hatta yazı yazmayacak, siyasete yan gözle bile bakmayacağım. Ancak öyle olmuyor ki, o kıt zeka özürlünün yaptığı tercih benim zaten kıt olan kaynaklarımı daha da erittiriyor ve bana şükret diyecek kadar zıvanadan çıkıyor. Yani neye şükredeceğimi bile o kıt zekasıyla belirlemeye çalışıyor.
 Ülke kaynaklarının % 85 ini ülkede bulunan % 3 vakumluyor. Yani çok mutlu, hatta MUSMUTLU, öyle mutluki göbeğini yalısında kaşıyor ama o hortumcu değil benim gibi ay sonunu zar zor gören birine NUTUK çekiyor, sonra hakaret ağzı bozuk diyorlar. Eee bu kadar şerefsizliğe itiraz etmezsen yarın Huzur-u mahşerde yüce yaradan sormaz mı, “ neden bu kadar namussuzluğa hiç ses çıkarmadın” diye! En azından elimde kayıtlı belge olsun değil mi…
  Uzun yıllar önce; hani bugünlerde alay edilen dönemde ( 1970 yılında ) Giresun Aksu’da kurulan SEKA KAĞIT Fabrikası ülkede hızla kalkınmanın, çağdaş ülke seviyelerine ulaşmanın ilk adımı olan ve 1936 yılında kurulan SEKA KAĞIT fabrikalarının son ayaklarından biri idi. Ülkemizin bu alanda dışa bağımlı olmaktan kurtaran ve selülozu bir sektör haline getiren uygulamalarla yörelerinde binlerce ocağa umut, binlerce istihdam ile kalkınma hamlesine büyük katkılar sağlamıştı. İzmit( 3 fabrika ), Bolu, Zonguldak Çaycuma, Giresun Aksu ve Muğla Dalaman, Balıkesir,Taşköprü ve Silifke de SEKA tesisleri sayesinde hayat bir başka yaşanıyordu.
  Aradan geçen yıllarda “ özelleştirmeci mantık” ülkede tüm KAYNAKLARI satmaya karar verince Mayıs 2005 de dönemin kuruyla 5 milyon liraya bir firmaya satıldı. Sözleşme gereği en az 3 yıl daha üretim zorunluluğu olmasına karşın firma zarar ediyorum diye önce üretimi durdurdu sonra fabrikanın makinelerini 11 milyon liraya hurdacıya sattı. Yani sözleşmeyi tek taraflı bozmuş oldu. Ardından yine dönemin bakanı sayın Nurettin Çanikli  tarafından bu fabrika arazisi üzerinde büyük rant planları var biz bu oyunu bozacağız diyerek TOKİ ye aynı arsa 68 milyon liraya satıldı. Yani büyük rant oyunu bozulmuştu. Makineleriyle ve arsasıyla hepi topu 5 milyona satılan bir yerdeki rant oyununu SEKA varken nasıl göremediniz? Hadi büyük oyunu gördünüz sözleşmeye uymayan firmanın elinden niye geri almadınız?
  ALLAH büyük ....
 Bugünlerde başka bir büyük oyun var ama ne hikmetse o büyük oyunu biz hiç göremiyoruz. Hep siyasi iktidar görebiliyor. Kentlerin içinde, halkımızın rahatlıkla ulaşabileceği yerlerde kurulmuş olan DEVLET HASTANELERİ birer ikişer kapatılıp yerlerine ve hepsi kentlerin oldukça dışında kurulan ŞEHİR HASTANELERİ yüzyılın başarısı olarak pazarlanmıştı. İlk günden karşı çıkanlara “ vizyonsuz, geleceği okuyamayanlar” diye suçlamalar gelmişti. Bugün o hasta garantili ve ödemeleri EURO üzerinden yapılan, hazinemize büyük yük olan Şehir hastaneleri için Arap sermayesi tarafından alınacak iddiaları var. Merak edilen şu Araplar aldıktan sonra da “ garantimiz “ devam edecek mi? Yani at aynı kalacak yalnızca JOKEY mi değişecek!
  Havalimanları, otoyollar ve köprüler ne zaman o büyük oyunun bir parçası olacak? Nasılsa biz müşteriyiz büyük oyunu görmesek de olur mu? Bunca Euro bazlı ödeme güzel hazineme yük olmazken 9270 gün prim ödeyen ve 32 yıl 1. sınıf gelir vergisi ödeyen ben yani BAĞKUR emeklisi mi hazineye yük oluyor ?