Tarihi belli olan ancak daha önceye alınması muhtemel “ üç “ seçimin varlığından bahsediyoruz. Genel seçimler, yerel seçimler ve Cumhurbaşkanlığı seçimleri. 

  Her ne kadar seçim yılı olarak 2019 gözükse de, muhtemelen mevcut milletvekillerinin dahi net bir tarih öngöremedikleri bir dönem içindeyiz. 

  Neredeyse her kanalda, AFRİN harekatı öncesinde konuşan “araştırma şirket yöneticilerinin” yakın bir ihtimal olmasa bu kadar yoğun ve ısrarlı saha çalışmaları yapması normal değil. Elbette periyodik olarak yapılan anketleri biliyoruz ama bu kez iş periyodik olmaktan çıkmış gibi. Üç seçim bir arada mı olur, kısa zaman aralıklarıyla 2018 içinde mi yapılır, kestirmek zor. Ama 2019 Temmuza kadar sarkma olasılığı zayıf görünüyor. 

  Tarih belirlemek bizim/halkın görevi değil. Ne zaman sandık ortaya koyulursa vatandaşlık görevimizi yerine getirmek için “oy kullanmaya” gideriz. 

  Ben bu yoğun gündemde yine halkın nabzını en iyi tutacağımız yere, sokağa müracaat ediyorum. Esnaf çay ocakları, büyük kıraathaneler, küçük esnaf/sanatkarlar, küçük ölçeği olan KOBİLER, taksi durakları ve berberler en iyi analiz yerleridir. Kentim olan Zonguldak’la ilgili görüşlerim gibi görünse de 3 aşağı 5 yukarı tüm kentlerimizde durumun benzer olduğunu düşünüyorum. 

  1983-1999 yılları arasındaki siyasi tablonun oldukça değiştiği gerçeğini göz önüne alırsak, halkın büyük bir çoğunluğunun “sosyal medyayı” yoğun kullanması ve değişen konjonktür ülke siyasetinde yepyeni gelişmelere sahne oldu. 

  İlk olarak tepkisini göstermeyen, “ fikri yok” çizgisinde kendisini kamufle eden en az yüzde 10-12 lik bir kesimin olduğunu neredeyse tüm araştırma şirketleri açıklıyor. Bunu sokakta da görmek mümkün. 

  Ülke siyasetinde yaptığı yorumlarla unutulmaz bir isim olan rahmetli Süleyman Demirel’in ( bire bir aynı kelimelerle olmasa da) bu seçimlerde en büyük belirleyici rolü “ mutfak” oynayacak, sözü pek sürpriz olmaz. Geçtiğimiz yılın rakamlarıyla bu yeni yılın ilk haftalarını mukayese edenlerin oranı ve tepkileri az değil. Mutfak giderlerinin hızlı yükselişi alınan zam oranlarının epeyce altında kalmış görünüyor. Bana göre de bu “ mutfak” ta seçimin ilk şifreleri var. 

  Küçük kentlerde belki büyük sorun gibi görünmüyor ama ülkemizde bulunan “ mültecilerin” sayısı, yaşantıları, Türk halkına davranışları, ülke ekonomisine olan maliyetleri açısından seçimin 2.ve en ciddi şifrelerinden olduğu izlenimini veriyor. Sayın Cumhurbaşkanı bu konudaki ısrarından döneceğini “ muhtarlarla yaptığı 44. buluşmada” açık bir şekilde ifade etti. Halkın bu konudaki tepkisini, Ankara’da anketlerden öğrenmiş olmalı. 

  Kamuya personel alımı konusunda ortadaki belirsizlik belki de bu seçimin en net şifrelerinden biri olacak. Hiç kimse “işe alımlarda LİYAKATİN” dikkate alındığına inanmıyor. Taşeron işçiler konusunda yapılan düzenlemenin sonuçlarını henüz göremedik. Bu yüzden olumlu yada olumsuz bir analiz yapmanın şimdilik zor olduğunu söyleyebiliriz. 

  Uzun yıllardır EYT ( Emeklilikte Yaşa Takılanlar) konusunda yazılar yazan ve bu grubun bir üyesi olan bir köşe yazarı olarak, 2018 de yapılması muhtemel seçimlerde bu grubun da belirleyici bir rol oynayacağını söylemek kahinlik olmaz sanırım. Kaldı ki bu grubun üyeleri artık sosyal medyayı daha çok ve yaygın olarak kullanıyor. Paylaşımlarını özellikle takip eden biri olarak onların ciddiye alınması gerektiğini düşünüyorum.

  Son olarak, ülke topraklarımızı tehdit eden terör belasına karşı yapılan harekatın halk açısından büyük destek gördüğünü gözlemliyoruz. Elbette güçlü bir ülkeyiz ve hiçbir tehdide pabuç bırakmayız. Bu konudaki tek hassasiyet “ siyasete bulaştırılmamasıdır”. 

  Dip not olarak artık, “yol yaptık” “ köprü yaptık” “ TOKİ yaptık” söylemlerinin toplumda her hangi bir karşılığı kalmadı. İnanmayan sokağa çıkıp sorsun!