Arap yarımadasının hemen güneyinde, Aden körfezine kıyısı olan bir ülke. Nüfus sayımı sağlıklı yapılamadığından tahmini olarak 28 milyon deniyor. Fakir bir ülke belki de Dünyanın en yoksul ülkesi. İnsanlar günde 2 doların altında bir gelire sahipler. 

  Yoksulluktan daha büyük sorunları var “ yoksunluk” . Dünyanın gözü önünde her gün biten tükenen ve en hayati insani ihtiyaçları dahi sağlanamayan bir ülke ! Ve bu ülke Müslüman bir ülke. İslam Coğrafyasının da tam ortasında ! 

 Siz hiçbir kanalda Yemen’i dert etmiş birilerini duydunuz mu? Orada yaşayanlar öncelikle insan ama konu Yemen olunca bazı takım elbiseli bedevilerce önce mezhepleri sorgulanıyor ! Sırf konu ile ilgili diye araştırdım, Yemen nüfusunun çoğunluğu ŞAFİİ imiş. 

  Arada canı sıkılınca, Suudi Arabistan savaş uçaklarından atılan bombalarla büyük dramlar yaşanıyor bu garip ülkede. Açlık , su kaynaklarının yetersiz olması, temiz gıdalara ulaşamama, yetersiz sağlık sistemi, alt yapısı olmayan barınma yerleri, eğitim sorunları ve daha onlarca çözüm bekleyen sorun. 

  O bölgede benzer sorunlar olan başka ülkeler de var. Hemen körfezin karşısında komşusu olan Güney Sudan, Etiyopya ve Somali tıpkı Yemen gibi büyük sorunlarla boğuşuyor. Bu ülkelerde yaklaşık 1 milyon 400 bin çocuk yetersiz beslenme, temiz suya ulaşamama, ilaç ve sağlık desteği alamadığından ölümle burun buruna. Bu ülkelerden Etiyopya’da yaşayan Müslüman çoğunluğun diğerlerine göre çok daha vahim bir halde oldukları UNICEF biliyor ve katkı sağlamaya çalışıyor. Sudan ve Somali ise baştan aşağı Müslüman. Etrafında bir çok güçlü İslam ülkesi var ama İngiltere’den futbol takımı almayı düşünen emirler, prensler ne hazindir ki bu ülkelerde olan bitene seyirci bile olmuyorlar. Hiç umurlarında yokmuş gibi, sanki o çöllerde insan yaşamıyor gibi davranıyorlar. 

  Tuhaf olan o Müslüman ülkelerde 1 hafta önce mübarek Kurban Bayramı vardı. Tüm şeyhler, emirler, prensler, ekabir tipler hatta kutsal topraklara HAC görevi için giden tüm müminler büyük bir huşu içinde kurbanlarını kestiler. Ama kilometrelerce aşağıdan gelen açlık, yoksulluk ve yardım çığlıklarını duymadılar. Oysa yüce kitabında ne diyordu yüce ALLAH “ … Onların ne etleri nede kanları Allah’a ulaşır. Fakat sizden ona ulaşan yalnızca O’na karşı gösterdiğiniz sorumluluk bilincidir. … “ ( Hacc suresi 37 .ayet) O’nun yarattığı ve bir birimize emanet ettiği o insanların sorumluluğunu unutup, yalnızca hayvan keserek bir dini idrak ettiğimizi düşünüyoruz. Ne zavallıca ! Orada sessiz çığlıkları duyulmayan insanları, Ege’yi botla geçip AVRUPA BİRLİĞİNE kapağı atmak isteyenlerle karıştırmayın. Onlar topraklarında yaşamak, 1 gün daha ayakta kalmak için aynı ALLAH’a umutsuzca dua eden insanlar. Günde 1 kap yemek ve 1 litre temiz su ile yaşama sıkı sıkı sarılacak 1 milyon 400 bin çocuk … Hac  döneminde kesilen kurbanların çoğunluğu “ işlem yapılamadığı için “ ziyan oluyor. İsrafın katmerlisi hem de HAC döneminde yapılıyor. Sonra “ Mübarek bayramı idrak ettiğimiz bu günlerde “ diye nutuk atıyoruz! Neyi idrak etmişiz? İslam’ın ruhunu kavrayamayan gruplar bayramda bile ne yapılması gerektiğinden bi haber ! 

  İslam halifesi Ömer’e; Dicle’nin kenarındaki kaybolan koyunun hesabı kıyamet günü sorulacakta bizler sorgusuz sualsiz mi bırakılacağız ?