Sanıyorum insanoğlu yaşananlardan ders alma işini çoktan bırakmış. İster ilahi metinlerde yer alsın ister özgün yaşamlarda gördüğümüz gerçeklerden olsun pek fark etmiyor. GÜÇ ve İHTİRAS hatta ego ile birlikte parasal imkanların da artması ile pis bir KİBİR SARHOŞLUĞUNA dönüyor. 
Neyse ki gerçeklerden rahatsız olan ( hala ) birileri var da bu tip yazıları yazmak için bir nedenimiz oluyor.
Aslında çağın hastalığı PANDEMİLER değil, kanserlerin çoğuna çare bulundu ama iyileşmeniz değil hasta kalmanız tercih ediliyor. Niye savaş çığırtkanlığı yapanlar eksik olmuyor? İlk kurşun sesinde masanın altına saklanacak olanlar sürekli nara atarlar “ ölümden it gibi korkanlar” ! 
Büyük Tufan yani NUH TUFANINDAN sonra yaşadığı tahmin edilen bir kavimden bahsedeceğim. Günümüz Yemen toprakları civarında yaşayan ve yakın zamanda kalıntıları bulunan AD kavmi bugünkü konum. Sanıyorum dönemin en zengin en debbeli ve en güçlü kavmi ( devleti de diyebiliriz) AD kavmi. Tarih dersi vermediğimden kralın isminin pek bir önemi yok. Adam; Yemen denizinin kıyısına taracalar şeklinde üzüm bağları yaptırmış( İREM BAĞLARI). O yörede yüksek sütunlu bir kent inşa etmişler. Lüks azamet ve aşırılık o raddeye gelmiş ki “ bu kentin bir benzerini artık ne bir kimse yapabilir nede bu kente bir şey olur” algısı her yere yayılmış. 
Eğer mevki, makam veya güç kontrol edilmezse sonuç felaket olur.AD kavmi ve İrem bağlarında zevki sefa; güçsüz insanların yüksek binalardan aşağı atılarak öldürülmesine ve bunun eğlence sebebi olarak görülmesi noktasına gelmiş. Çevredeki zayıf kabilelere baskınlar düzenleniyor, malları yağmalanıyor, kadınları esir ediliyor ve her türlü ahlaksızlık uygulanıyordu. Nuh tufanından sonra yeniden tesis edilen ALLAH inancı yerini hızla putların ve ahlaksızlığın girdabına bırakıyordu. Yönetenler şımarık, küstah, gaddar ve ilkesiz, halk ise olan bitene duyarsız kalınca yüce Yaradan uyarıcı olarak Hz. Hud’u gönderiyor. Ortam o kadar kokuşmuş ki hiç kimse uyarıcıyı dikkate almıyor. Sanıldığının aksine peygamberlerin bir çoğu uyarı/ikaz görevlerinde başarılı olamamışlardır. Bu o toplumların ne kadar büyük bir aymazlığa düştüklerinin bir kanıtıdır. Elbette uyarıyı dikkate almayan o kavim tufandan sonra helak edilen ilk toplum olacaktır.
Ahlaksızlığı, adaletsizliği, aşırılığı, haksızlıkları,gücü kötüye kullanmayı hatta hem insanlığa hem de Dünyaya elbette hayvanlara zorbalığı normalleştirir, kanıksarsanız, tepki vermeyip onaylar gibi ses çıkarmazsanız belki Rabbimizin ; Hz. İsa’dan sonra toplu helak olmayacak emrinden sonra başımıza taş yağmayacak yada bir toz bulutunun altında kalmayacağız ama ya yaşayacağımız Dünya özlediğimiz ve istediğimiz gibi mi olacak? 
Çok değil 5-6 yıl sonra SU sorunu yaşamayacak çok az ülke kalacak. Gıda; artık popülasyonu 8 milyara dayanmış insan sayısını doyurmaya yetmeyecek seviyeye inecek. Hızla üremeyi matah bir şey sayan Orta Doğu toplumları ve o zeka seviyesi yüzünden aptalca savaşlar yaşanacak. Kesilen her ağacın, beton dökülen her toprak parçasının bir LANET olduğunu anlamak için daha ne olması gerekiyor acaba? Bakın “ doğal gaz “ bu kış büyük sorun yaratacak. Birkaç yıl önce “ kömür olmazsa/doğalgaz gelmezse TEZEK yakarız “ diye ukalalık yapan TİP, yarın için hangi kaynağı ürettin? Avrupa’da para mı yok? Var ama herifin oğlu gazı keseceğim deyince “etekler tutuşuyor” … aşırılık biraz da UKALALIK yapmaktır. Kibir aslında hiçbir şey olmadığını bildiğin halde güç gösterisidir. 
Bu yazının şimdi ne gereği vardı diye düşünenler için yazayım “ geç “ bile kaldığımı düşünüyorum. Köyde atadan kalma bir kır eviniz varsa ( elbette imkanınız da) hemen onarım/bakım işini yapın ve eskilerin yaptığı gibi kilerini doldurun. Yarın ne olur ne olmaz !