Az sonra anlatacağım konu aslında uçaklarla ve uçuşla ilgili değil ancak müthiş bir benzerlik gördüğüm için yazıma havacılıkta geçen BLACK HOLE terimini izah etmekle başlayacağım.

   Genellikle okyanusları geçen uçak seferlerinde sık yaşanan ve her iki hava sahası arasındaki radarların çekmediği bölgeye BLACK HOLE/KARA DELİK denir. Ayrıca uçaklar bu alanda oldukları sürece radarlarda görülmüyor ve mesafe yetersizliği yüzünden kuleyle temas da kuramıyorlar. O zaman zarfında uçakta yaşanan tüm olaylar uçağın KARA KUTUSUNA( uçuş kayıt cihazı) kaydediliyor. Pilotların uçağı kullanmada bir hatası varsa yada uçakta teknik bir sorun yaşanmışsa hepsi o kara kutuya kaydediliyor. Hatta pilotların aralarındaki konuşma dahi kayıt altına alınıyor. Ve/veya her şey yolunda gitmiş ve uçak salimen ineceği hava alanına inmişse bile kara kutu o yolculukla ilgili olarak arşive konuluyor. Eğer o kara delik alanında uçakta bir sorun olup  uçak kaza yaptıysa uçağın enkazında o kara kutu mutlaka bulunuyor ve uzmanlar tarafından ciddi bir inceleme yapılıp kazanın sebebi ve varsa pilotaj hataları ortaya çıkarılıyor. Bu olaya en somut örnek Brezilya- Fransa seferini yapmak üzere Rio De janerio’dan havalanan AİR FRANCE ait Airbus A 330’nın Atlantik üzerinde yaptığı kazadır. Olay; aradan geçen uzun aylar sonrasında uçağın enkazı ve kara kutunun bulunmasıyla çözülmüştür. Kesinlikle kaza pilotaj hatasından kaynaklanıyordu.

  Şimdi bu uzun izahın bugünün konusuyla ne alakası var noktasına gelelim. Ülke yönetimleri de tıpkı uçak seferleri gibidir. Uçağın kumandası kaptan pilotun elindedir ancak yolculuk sırasında bir hata yapılmış mı, uçakta bir teknik hata olmuş mu, uçuş planlan şekilde gerçekleş mi tüm bu soruların yanıtı yolculuk bitince KARA KUTU incelendikten sonra ortaya çıkar. Hele hele bazı BLACK HOLE / kara delik alanlarında neler olup bittiğini anlamamız için mutlaka o rengi PARLAK TURUNCU  ancak adı ironik olarak KARA KUTU olan cihazın incelenmesi gerekir.

  Demokratik tüm ülkelerde kanunlara göre ülke yönetimi, yerel yönetimler ,sağlık kuruluşları, okullar,büyük şirketler hatta mahalle bakkalları dahi denetime tabidir.Aklınıza ne geliyorsa her şey kayıt altındadır. Her hangi bir kurumun her hangi bir evrakı kaybetmesi, bulamaması yada okunamayacak derecede silik olması ANAYASAL suçtur, muhatabını zora sokar. Nasıl ki size MALİYE; çıkar bakayım 5  yıl öncenin defteri kebirini “ kasap efendi, bakkal efendi” seni bir denetleyelim diyorsa hadi bakalım ben onu bulamıyorum de, adamı dolmalık biber gibi oyarlar ALİMALLAH …

   Yani demem o ki ne yapıyorsanız usulüne uygun yapın YARIN ne olacağı pek belli olmaz.