Eğer hep aynı tip yazı ve yorumlardan bıktıysanız size farklı bir bakış açısı sağlayacak bir konuyu işlemek istiyorum. Bu anlatacağım konuyu ister ticaret hayatına ister sosyal hayata isterseniz siyasete uyarlayın.

Az sonra anlatacağım şeyleri onaylandığımı yada karşı olduğumu düşünmeyin. Hayatın bir kısmı gibi bazı şeyleri yaşayarak/gözlemleyerek öğreniyoruz. Bazıları bizlere ders oluyor bazıları ise tecrübe, bir çok şey hayata dahil.

İlginç bir dönem yaşıyoruz. Hayat pahalılığını ALLAH’a isnat edenler var. Sayıları ON MİLYONU geçen sığınmacılar yüzünden kentlerde “barınma sorunu” “ gıda yetersizliği” “sosyal sıkıntılar” yaşanıyor ama suçlananlar ne hikmetse bu konularda hiç dahil olmayanlar.

Basın mensupları / hala kaldıysa bir çok konuda bir fikir beyan dahi edemiyorlar. Korku dağları sarmış. En kolay yazı türü MUHALEFETE YÜKLENMEK …bunca yiğit yazardan/kalemden tek bir iktidar eleştirisi göremiyoruz.

Uzun yılların verdiği bir deneyimle şunu rahatlıkla yazabilirim; teknenin su aldığını hatta batmak üzere olduğunu en iyi siyasiler ve gazeteciler analiz ederler. Kayıkçı kavgası başlar. Sen daha çok yakındın, ben daha uzaktım … gibi bir çok tartışmaya şahit oluruz. Ve finalde şu sözü duyarız; KURTLUKTA DÜŞENİ YEMEK KANUNDUR.

Sıcak yaz günlerinde uzun bir yazı ile sizi sıkmadan bu söz nerden geliyor onu anlatayım. Kurtlar uzun kış dönemlerinde hiç av yapıp yiyecek bulamadıklarında bir araya toplanırlar. Bir araya toplandıklarında bir çember oluşturup dönmeye başlarlar. Bu dönüş ve koşu sırasında yorulup ilk yere düşen kurt diğerlerinin avı olur zira en zayıf olanını belirlemişlerdir. O sofrada zayıfların söz hakkı yoktur.

Şimdi siz bu söz üzerine ister siyasi ister ticari isterse sosyal açıdan kendinizce yorum yapın.

Bir tavsiye; bu sıcak havalarda mutlaka su tüketimini arttırın.