Lütfen yazımın daha ilk paragrafını okuyup “ ön yargıyla” yazının tamamı hakkında peşin hüküm vermeyin. Millet olarak sık yaptığımız davranışlardan biridir önyargılı olmak. Sizin 5 dakika 40 saniyede okuyacağınız bu yazı için benim ne kadar bir araştırma ve hazırlık yaptığımı tahmin bile edemezsiniz.

  Bunca ülke sorunu içinde, onca konu varken neden “ ön yargıya” kafa yorduğumu yazıyı okuduğunuzda hemen kavrayacaksınız. Belki de sizin hayatınızda bile /küçük de olsa, bir değişiklik sağlayacağını umut ediyorum.

   Özellikle gelişmiş ülkelerin; insanına, doğasına, çalışma disiplinine ve hayata bir değer katma felsefesine hep imrenmiş biri olarak, yine onların küresel şirketler eliyle tüm Dünyayı bir “ market” olarak görmelerine de öfkeli olduğumu ifade etmeliyim. O ülkelerdeki benim gibi, sıradan insanların da benzer tepkiler verdiğini karşılaştığım yabancılardan öğreniyorum. Bazı olaylar da basın yoluyla bilgilenip fikir sahibi olabiliyoruz.

  Özellikle Orta Doğu’nun Müslüman coğrafyası olduğundan bahsedilir. Yüce dinimizin “insana verdiği değerin” ne kadar fazla olduğunu anlatan onlarca ayetin varlığını çoğumuz biliyoruzdur. İnsan hayatına bu kadar önem veren bir dinin mensupları olarak acaba ne kadar samimiyiz bu ayetlere karşı?

   Şu anda 35 yaşında olan Amerikan sinema yıldızı Amber Heard, yine kendisi gibi ünlü bir oyuncu olan eşinden ayrılmak( şiddet gördüğü için boşandığı rivayet ediliyor) için istediği 7 milyon doları; “ aile içi şiddet mağduru kadınlar ve hasta çocuklar yararına” bağışladı. Yani hak ettiği nafakayı, başına silah falan dayanmadığı halde, tek centine! dokunmadan bağışlıyor. Bu büyük bağış için “ bu paranın kendisini savunmak için benim kadar şanslı olmayanlara destek olacağını umuyorum” diyor. Bu oyuncu için bir çok iddia var. Çoğunun doğru olduğunu da inanıyorum. Dünyaya gönderilmiş ilahi bir melek değil, o kesin. Ama neler yapıyor bakar mısınız? Bırakın o kadar fazla parayı, onun aylık faizini bile yardım etmeyi düşünmeyecek kaç ünlü tanıyorsunuz bu kadar geniş coğrafyada?

   Hamaset desen bir ton. Konuşunca mangalda kül bırakmamak tonlarca, ama iş “canlı/sıcak parayı vermeye” gelince TISSS ….Devlet eliyle yapılan yardımların bu anlattığım çerçevede yeri yok. Ben şahıslar üzerinden, ve ünlü/zengin/güç sahibi olanlar üzerinden bir yorum yapıyorum.

   Örneğin Müslüman ülkelerdeki liderlerin onca büyük servetlerinin “ dilenci seviyesi” sayılan KIRKTA BİRİNİ, Zekat olarak verip vermediklerini hep kafama takmışımdır. Mübarek adamlarda, Dünya malı çuvalla ama, ne hikmetse hep “alma hikayelerini” görüyoruz. Şimdi bazı yağcılar “yahu onlar gizli dağıtıyorlar” falan der diye açayım. Ramazan aylarında iftar sofralarını bile “reklam malzemesi” yapanların onca servetin zekatını dağıtırken “uydudan yayın” yaptırmayacaklarını mı düşünüyorsunuz? Yazık, çok yazık. Saflığın da bir sınırı olmalı.

   Sömürgeci ülkelerden hoşlanmam. Hatta nefret ederim. Ama halklarından değil, idarecilerinden. İçlerinde; sizin gibi, benim gibi Dünyadaki yaşanan tüm yönetimsel sorunlara tepkili olanlar oldukça fazla. Daha yaşanır bir Dünya hayali, bozulmamış doğa, kirletilmemiş çevre, özgürce gezilecek yer yüzü ve insanca yaşamak için gerekli güvenli iş kolları, uçsuz bucaksız tarım arazileri nerdeyse tüm insanlığın ortak arzusu, peki bunlara engel olanlar kim?