Aslında o kadar çok anlatacak o kadar çok dertleşecek konu var ki, nereden başlasam, ne kadarını anlatmayı başarabilirim bilemiyorum. 

   Güzel ülkemde her şeyi siyasete bağlamışlar. Adam açım diyor “siyaset yapma” diyorlar.

Memleketim de deprem olmuş, “algı şahane gerisi bahane” durumu var. Kaç ocak sönmüş kaç yuva bir daha bir araya gelemeyecek ! Kaç can yitirmişiz, ancak sayısal veri olarak geçiyor televizyon kanallarında. Parmağında tırnağı kırılınca özel hastaneye gidenler “ çıkmış şov yapıyor” .. E be güzel kardeşim “sen yoksun” hiç kimsenin önceliğinde hala anlamadın mı? 

   Temel bir suçtan dolayı idama götürülürken, imam soruyor “evladım son bir diyeceğin var mı? “

İmam efendi bu yaşadıklarım bana büyük ders oldu …

Acaba yaşananlar bize ders oluyor mu? Yani birilerinin önceliği olduğunuzu hala düşünüyor musunuz? 

  Köprüyü geçene kadar “lazımsınız”  o kadar … örneğin bir seçim sürecinde “seçim bitene kadar” ! Savaşta, son kurşun atılana kadar … yolculukta, son durağa gelene kadar ….

  Oysa savaşı askerler (cephede aslanlar gibi savaşanlar) kazanır ama savaş sonrası anlaşmaları (o cepheye Dünyaları verseniz gidemeyecek) siyasiler imzalar !

   Siyaset elbette çok önemli ama biz siyasiler için yalnızca bir aracız. Onların hedefine gitmeleri için bizlere ihtiyaçları var. Tamam çokta enseyi karartmayalım ama gerçeklerin de farkına varalım lütfen …

  Gençler Soğuksu da işporta tezgahından bana sesleniyorlar “ işler kesat abi, ne olacak bizim bu haller?” 

  İşsiz gezenler bazı çay ocaklarında 1 liraya düşürülen 1 bardak çayı dahi içemeyecek durumdaysa o kanalı mutlaka yapmalıyız … Hatta o kanalı yerli araçlarımızla gezmeye gitmeliyiz … lütfen her şey yapın ama ne olur SİYASET YAPMAYIN …..