Yüreğimizi derinden yaralayan son depremler şunu gösterdi ki, ülkemizdeki deprem gerçeği ile yaşamaya hala ve tüm olan bitenlere rağmen hazır değilmişiz ! Görevlerini layıkıyla yapan herkesi tenzih ederek yazıyorum, bazı kurumlarımız büyük hayal kırıklığı yarattı. Böylesi büyük afetlerde Türk silahlı kuvvetlerinin nasıl hayati rol oynadığı net bir şekilde ortaya çıktı. Ordumuz; bu milletin hem gururu hem de güvencesidir. Deprem bölgelerinde halkın askere nasıl sarılıp ağladığını, görünce alkışladığını, varlığıyla kendini nasıl güvende hissettiğini göz yaşlarım yumruk gibi akarken izledim. Elbette Rabbimiz bir daha böyle bir acı vermesin ama deprem bir coğrafya gerçeği, yine olacak, uzmanlar sürekli uyarıyor. Bundan kaçış olmadığına göre artık konuşma değil tedbirleri REEL OLARAK ve HEMEN almak zorundayız.

   Tedbirler konusunda uzmanların konuşması ve planlama yapması gerekiyor. Ben jeolog değilim. Ama Zonguldaklıyım. Burası bir maden kenti. Madencilerin deprem bölgesinde yazdığı tüm kahramanca yardım faaliyetleri şunu gösterdi ki Madenci “ afet dönemlerinde” olmazsa olmazlardan. İlk günü boş yere bekletilerek boşa geçirmesine rağmen alana indiği ilk andan itibaren üzerine düşen görevi lakıyla yaptılar. İlk gidenler geri dönüyor. Sanıyorum bazı ekipler birkaç gün daha o bölgede kalacak. Elleri dert görmesin, gururumuz oldular, yarınlar için umudumuz oldular.

   Zonguldak 2. derece deprem bölgesidir. Bundan yıkıcı/kıyıcı bir deprem fayında olmadığını anlayabiliriz. Yaptıkları iş gereği kömür üretiminde yerin 600 metre hatta daha da derine inen bu cesur vatan evlatlarının olası bir afette yine kahramanca kurtarma ( TAHLİSİYE) görevlerine gitmeleri beklenecektir. T.T.K. ülkemiz için önemli kurumlardan biridir. Eğer ülkede ekonomi yapmak için bir kurum kapatılacaksa bu T.T.K değil TRT olmalıdır. Son rakamlara göre her iki kurumda da yakın sayıda insanın istihdam edildiğini biliyoruz. Sanayi için çelik, onu üretmek için de TAŞ KÖMÜRÜNE ihtiyaç vardır. Boş bir şovenist söylemden bahsetmiyorum. Ülke gerçeklerini; o kızar, bu yanlış anlar, bunun politikası böyle, onun kitabında ZONGULDAK yok, yok cezalı şehir, yok sırtta kambur denilrek, hem kente hem ülkeye ihanet edildi. Şimdi milyarca doları yurt dışından( ithal )kömür almak için harcıyoruz.

  Kentin pek faal olmasa da bir havaalanı var. Pisti biraz daha uzatılabilir. Rasyonel planlama ile afet zamanlarında seri uçuşlara hazır hale getirebiliriz. Doğudan batıya 60 dakika ila 120 dakika arasında ulaşabileceğimiz bir noktadayız. Günümüzde normal bir uçağın 180/240 kapasiteli olduğunu düşünürsek birkaç saat içinde afet bölgelerine daha ilk saatler içinde binden fazla cesur madenciyi intikal ettirmiş oluruz. Her bir ekip UMUT olarak dağılır yardım bekleyen insanımıza.

   T.T.K nin üretim işçisi açığı var. Bölgede neredeyse madende çalışmak için doğmuş binlerce insan var. Kentin ekonomisini canlı tutacak fazla bir alternatifi yok. Tarım yetersiz seviyede ve o alanda çalışan kişi sayısı ( kazanç az olduğu için) çok az. Hayvancılık zayıf ve kar eden bir durumda olmadığından cazip değil. Turizm neredeyse can çelişiyor. Tersaneler kapandıktan sonra işsiz sayısı daha da arttı. Yaşanan iç göç diğer kentlerde de işsizlik yoğun olduğundan durma noktasında. Hatta Filyos projesi biraz umut oldu ve onun heyecanıyla bekleyiş başladı. Ancak bölge maden bölgesi ve Doğalgaz/petrol alanında çalışacak nitelikte bir eğitim alan kişi sayısı çok az. Beyaz yakalıların tamamı ve mavi yakalıların kahır ekseriyeti de başka ülkelerden yada şehirlerden gelmek zorunda.

   T.T.K yeniden canlandırılmalı. İşçi açığı giderilmeli. Tahlisiye alanındaki güncel gelişmeler takip edilip ekipman noktasında eksikler tamamlanmalı. Dileriz bir daha bu tip afetler yaşanmaz ama biz hazır olmak zorundayız. Son bir söz ; deprem bölgesinden “ KÖMÜR İÇİN değil ÖMÜR için geldik” …