Uzun yıllar önceydi. Ülkemizde askeri ihtilal yapılmış ve Ordu yönetime el koymuştu. Her şey Paşaların iki dudağının arasındaydı. Öykü uzun, tamamını başka gün anlatırım. Bir mecburiyetten ötürü Polatlı ve Haymana da birkaç gün kalmaktaydım. Haymana dediğin yüce dağ başında garip bir ilçe. O zamanlar belki de nahiyeydi.

  Yörede tek bir konaklama tesisi var, o da belediyenin işletmesi. Kaplıca oteli olduğundan genelde yaşlıların tercih ettiği bir yer. Gözden uzak kalmak için mükemmel bir yurt köşesi. Paşalara öfkeliyim. Zaten vesayet ister sivil olsun ister asker topuna karşıyım. Yine soğuk bir gün kahvehanede yaşlı bir dayı ile sohbet etmeye başladım.

  “ Niye” dedim,”askerin yaptığı Anayasaya HAYIR demediniz, işin tezgah olduğunu anlamadınız mı? “. Çayından bir yudum aldı ve yorgun yüzünde pırıl pırıl parlayan gözleriyle bana bakıp

  • İnsanoğlu korkar evlat dedi, yağmur yağar sel olmasından korkar. Yağmur yağmaz kuraklıktan korkar. 
  • Yazın sıcaktan korkar, kışın soğuktan korkar.
  • Aç kalmaktan korkar. Çok çalışır yarınlarda başına bir şey gelmesinden korkar.
  • Çalışıp biriktirir bu kez de soyulmaktan korkar.
  • Evladı olsun ister. Olunca hayırsız çıkmasından korkar.
  • Evi olsun ister. Ama yanmasından korkar.
  • Ticaret yapar malını üçkağıtçılara kaptırmaktan korkar.
  • Yalnız yaşamaktan korkar. Kalabalıklara girmekten korkar.
  • Dağ başına gider orada olmaktan korkar. Şehre gider orada yaşayamamaktan korkar.
  • Tarlada bağda bahçede olmayı ister kışın kurttan yazın ayıdan korkar.
  • Derede yüzmek ister boğulmaktan korkar.
  • Misafiri sever gereğince ağırlayamamaktan korkar.
  • Devletini çok sever, devlet kapısından korkar.
  • İmanı gereği hak ve adaleti ister, hakkını aramaktan korkar.
  • İyi bir insan olmak ister kötü huylulardan korkar.
  • Namerde muhtaç olmaktan korkar.
  • Elden ayaktan düşmekten korkar…..

 Velhasıl bunca korkuyu bünyesinde taşıyan bir insan nasıl olacakta o senin dediğin isyanı yapacak der gibi sustu ve bardağından bir yudum daha içti.

 Güzel yurdumun çilekeş insanları! Zaman zaman o yaşlı dayıyı düşünür ve şöyle derim

 “ bu güzel yürekli tertemiz insanlara hakkını vermeyen, hakkını yiyen ve onlara bu korkuları yaşatanlar iki cihanda da yüzünüz gülmesin …”