Ülkemizi derinden etkileyen deprem ile birlikte yaralar sarılmaya çalışılıyor.

Tam 23 gün geçti.

Deprem faciamız üzerinden üç hafta geçti.

Ülkemiz seferber oldu.

Toplamda on beş milyon insanımız etkilendi.

Tam on bir il.

Dile kolay.

Halen daha sallanıyoruz.

Halen daha sarsıntıları öyle veya böyle hissediyoruz.

Önce 7.7 hemen aynı gün 7.6.

İki hafta sonra Hatay 6.4 ve 5.8 ile sallandı.

Ve dün Malatya 5.3 .

Bununla birlikte artı depremleri de görüyoruz.

Tabi ki burada önemli olan şu.

Enkaz kaldırma çalışmaları sürüyor.

Tam 170 bin bina yıkılacak.

Belki daha da fazla.

Yarım milyonu geçen bağımsız birim var.

Birçok yıkık ve yarı yıkık binalar var.

Orta hasarlı binalarımız var.

Bu arada yarı yıkık veya ağır hasarlı binalar peş peşe olan depremlerle tamamen yıkılıyor.

Çöküyor.

Bazı depremzedeler ağır bir şekilde uyarıya rağmen evlerine giriyor.

Eşya alıyor.

Bu arada can kayıpları da oluyor.

Çok uyarı yapıldı.

Ağır hasarlı evlere girmeyin denilerek.

Ama insanlar dinlemiyor.

Uyarıyı kulak asmıyor.

İllaki evine girecek.

Risk alıyorlar.

Eşyalarını almak istiyorlar.

O bölge beşik gibi sallanıyor.

Ağır hasarlı ve yarı yıkık binalarda risk çok yüksek.

Yetkililer.

İlgililer.

Bakanlarımız.

Devamlı ve sürekli uyarıyor.

Ağır hasarlı ve yıkık binalara girmeyin.

Yarı yıkık konutlara girmeyin.

Eşya almayın.

Ne eşya eksiğiniz varsa bizler alacağız.

Tamamlayacağız.

Evet belki mücevheratı vardır.

Parası vardır.

Nakdi vardır.

Bunun içinde özel arama ve kurtarma ekipleri ile girilsin.

Tedbir alınsın.

Önlem alınsın.

Keşke Zonguldaklı madenciler oradayken herkes eşyasını güvenli bir şekilde alsaydı.

Eşya derken.

Tabi ki önemli olan o an canımızdı.

Canlardı.

Çok özel maddi ve manevi eşyalar için tedbirler alınarak alınması sağlanabilirdi.

Bunları şunun için söylüyorum.

Geçtiğimiz günlerde Hatay depremi oldu.

Binalarda eşya çıkartan tam altı vatandaşımız vefat etti.

İki önce Malatya depremi bir vatandaşımız vefat etti.

Yıkık.

Ve ağır hasarlı binalara girmeyin sözlerini devamlı ve sürekli duyuyoruz.

Uyarılar yapılıyor.

Lütfen girmeyiniz.

Canınızdan çok daha  mı, önemli.

Eğer illaki girilecekse.

Önlem ve tedbir alınsın.

Bu dediklerimiz yapılmazsa.

Uyulmazsa.

Sonra en ufak bir sarsıntıda binalar yerle bir.

Onun için bir kez daha bizlerde söyleyelim.

Yazalım.

Ağır hasarlı ve yıkık binalar.

Yarı yıkık da dahil.

Hemen yıkılacak.

Çünkü yıkılma ne kadar gecikirse geciksin.

Depremzede vatandaşlarımız bir şekilde evine girmek istiyor.

Alması gereken eşyası varsa alıyor.

Veya alma teşebbüsünde kendi bulunuyor.

Dediğim gibi neye rağmen.

Can pahasına rağmen.

Tamam mal canın yongasıdır.

Ama hiçbir depremzedenin canından da önemli değildir.

İki gün önce Çevre, Şehircilik ve İklim değişikliği bakanımız Murat Kurum, açıkladı.

Bağımsız birim olan tam 524 000 konutun acil odaklı, ivedilikle yıkılacağını ifade etti.

Binalar ve bağımsız birimler bir an önce yıkılacak ve enkaz kaldırılacak.

Çünkü deprem oldukça ,

Sarsıntılar çoğaldıkça.

Ağır hasarlı binalar en ufak bir sarsıntı ile hemen yıkılıyor.

Kağıt gibi çöküyor.

Ve gelelim yatırımlara.

Ülkemiz çok derin bir deprem felaketinden geçerken.

Ülke geneli kamu yatırımlarında süreceği müjdesini aldık.

Zonguldak içinde geçerli.

Birçok projenin hemen başlayacağı ve lavuar alanı olsun.

Diğer yatırımlarında süratle yapılacağı ifade edildi.

Hem de altı çizilerek.

Bu da sevindirici bir gelişme.

Bir yandan deprem yaralarını sararken.

Çalışma hayatı devam edecek.

Yatırımlar yapılacak.

İhaleler sürecek.

Müjde gibi iş hayatı devamlı ve süreklilik arz edecek.

Hayatın normal akışı devam edecek.

Normale döneceğiz.

Yine çok çalışacağız.

Büyüme trendimiz de yükselecek.

Yeni yatırımlara kucak açılacak.

İş olacak.

Aş olacak.

Deprem bölgemizi de hayata döndüreceğiz.

Orada yeni kalıcı konutları yapacağız.

Sıra da yüz bin konut.

Belki 200 bin konut yapımı gerçekleşecek.

Hatay yeniden yapılacak.

 Adıyaman ayağa kalkacak.

Kahramanmaraş normale dönecek.

Gaziantep yoğun çalışacak.

Malatya ben buradayım diyecek.

Diğer geri kalan iller ise toparlandı.

Normale döndü.

Kendine geldi.

Ülke geneli yatırımların kamu adına devamı da herkesi memnun ve mutlu etti.

Bu sene çok çalışacağız.

Bir yandan seçim gündemde.

Bir yandan kamu ve özel sektör olarak yoğun çalışacağız.

Hatta herkes iki kişilik çalışacak.

Kazanacak.

Depremzedelerimize hep beraber hep birlikte bakacağız.

Yanlarında olacağız.

İnşallah bu zorlu günler bitecek.

Mutlu, mesut günler, umutla ve ümitle bizleri bekliyor.

Şimdilik  nokta.